Bir Yönetim Tarzı Olarak Toplam Kalite Yönetimi(Ağustos 2002)

İnsanlar kalite kavramını çok sık duyar ve kullanırlar. Ancak, bu kavramın günümüzde taşıdığı önemi çok az kişi tahlil eder ve değerlendirir. Zira günümüzde kalite, sadece basit bir teknik yöntem değil, işletmenin müşterilerini memnun etmeye ve işletme içinde tüm birimlerin optimizasyonunu sağlamaya yönetik bir işletme yönetimi aracı olarak görülmektedir.

Kalitenin günümüzdeki bu algılanmış biçiminin temelinde, tüketicilerin ya da müşterilerin istekleri ile üretilen mal ve hizmetlerin bu istekleri karşılayabilme yeterliliğinin bulunduğu gözlenmektedir.

Günümüzde kısaca ‘’ amaca uygunluk derecesi ‘’ olarak da tanımlanabilen kalite, önceleri ‘’ standartlara uygunluk ‘’ şeklinde ifade edilmekteydi. Ancak, tüketici istek ve beklentilerinin zamanla değişiklik göstermesi üzerine ‘’ kullanıma uygunluk ‘’ olarak algılanmaya başlanmıştır. Bu arada tüketicinin gizli kalmış istek ve beklentilerinin de bu tanımlamada göz önünde bulundurulması gerektiği yönünde görüşler ortaya çıkmıştır.

Bu tanım ve açıklamalardan yola çıkarak, günümüzde kazandığı önemiyle birlikte kaliteyi, şirketler için bir ürünün performansı, nitelikleri, güvenirliliği, standartlara uygunluğu, dayanıklılığı, estetiği ve algılanabilirliği itibari ile bir çok boyutu olan önemli bir strateji silahı olarak görmek mümkündür. Çünkü kalite, bir yandan verimlilik,, maliyet, diğer yandan yöneticiler dahil tüm elemanların vasıf veya uzmanlaşma derecesi gibi işletme içi birçok kriterlerde belirleyici rol oynarken, sağlık eğitim, kültür ve ahlaki normlara katkısıyla da toplum için vezgeçilmez bir öğe olmuştur.

Kısacası, günümüzde kalite, yoğun rekabet güçlerinin göstergesi olarak karşımıza çıkmakta ve sürdürülebilir başarının ve yok edici rekabet ortamında firmaların varlıklarını sürdürmeleri için anahtar bir kavram olarak görülmektedir. Çalışanların iş tatminini sağlayarak kişisel doyuma ulaşmalarına yardımcı olan kalite, bu özelliğinden dolayı bir motivasyon aracı gibi kullanılmaktadır. Ayrıca kalite, işletmelerde ‘’ sosyal sorumluluk ‘’ bilincinin gelişmesine katkı sağlayan bir kavram olarak da karşımıza çıkmaktadır. Böylece kalite, önceleri sadece ürün denetiminde kullanılan bir kavramken, daha sonra bir ‘’ strateji aracı ‘’ olarak ele alınmış ve yönetimle birlikte anılır olmuştur. Bunun sonucu olarak da, Toplam Kalite Yönetimi ( TKY ) kavramı karşımıza çıkmıştır.

Kalite ile ilgilenen yazar ve bilim adamaları TYK’ nın tanımı üzerine tam bir fikir birliğine varmış değillerdir. Kimi yazarlar tanımlarında bazı unsurları ön plana çıkararak açıklamalarda bulunmakta ve ona göre yorum getirmektedir. Bununla beraber kimi yazarlar da TYK’ yi ‘’ güçlü liderlik, katılımcı yönetim ve ekip çalışmasının bir bileşimi ‘’ şeklinde tanımlarken, bazıları da ‘’ hatasız ürün üretme veya her şeyi mükemmel bir şekilde yapma ‘’ olarak tarif etmektedir. TKY, pek çok kişi için ‘’ müşteri memnuniyeti ‘’ ile eş anlamlıdır. Ya da eş zamanlı olarak, bir örgütün başarısında çıkarı olan herkesin ( hissedarların, müşterilerin, yönetim ve çalışanların ) memnun edilmesini içerir. TKY geniş anlamda şu şekilde tarif edilmektedir: tüm proseslerin, ürünlerin ve hizmetlerin tam katılım yoluyla geliştirilmesi, iç ve dış müşteri tatminin artırılması ve müşteri bağlılığının yaratılmasının sağlanması amacıyla işletmede alınan sonuçların iyileştirilmesine dayanan, müşteri beklentilerini her şeyin üzerinde tutan ve müşteri tarafından tanımlanan kaliteyi tüm faaliyetlerin yürütülmesi sırasında ürün ve hizmet bünyesinde oluşturan modern yönetim biçimidir.

Aslında TYK’ nin tanımı yapılırken hemen herkesin üzerinde anlaştığı unsurların dikkate alınması bir çok karşıklığı önleyerek, tanım üzerinde bir sadelik yaratabilecektir. Buna göre TYK’ yi, ‘’ müşteri odaklı hedef birliği ile herkesin katılımını gerektiren, üst yönetimin liderliği ve sorumluluğunda, çalışanların, proseslerin ve sistemlerin sürekli gelişmesini ve iyileşmesini öngören modern bir yönetim düşüncesi, felsefesi ve yaşam tarzı ‘’ olarakta tanımlamak mümkündür.

TYK’ nin başlıca iki farklı boyutu vardır: birincisi, sistemin teknik boyutu, ikinciside sistemin yönetim boyutu. Yani, TYK sistemi, ‘’ yönetim sistemi’’ ve ‘’ teknik sistem ‘’ olmak üzere farklı iki sistemin bütünleşerek oluşturduğu bir sistem özelliği taşımaktadır. Buna göre teknik sistem: mamul tasarımında kalite güvencesi, imalat veya hizmet üretim girdilerinin, ara ve son mamullerin kontrolü hususlarını kapsamakta ve bir çok metodolojiyi içermektedir. Yönetim siistemi de: planlama, organizasyon, kontrol ve insan kaynakları yönetim süreçleri ile kalite güvencesi arasındaki ilişkiler üzerine yoğunlaşmaktadır. Burada TYK’ nin felsefesi, insana yaklaşım tarzı ve üst yönetimin inanç ve desteği ön plana çıkmaktadır. TYK’ ye ilişkin amaçlar genel olarak şu başlıklar altında toplanmaktadır:

1.Savurganlığın önlenmesi
2.Verimliliğin artırılması
3.Kalitenin artırılması
4.Maliyet düşürülmesi
5.İşlem zamanlarının kısaltılması
6.Sürekli iyileştirilme ve geliştirmenin sağlanması
7.Müşteri memnuniyetinin en üst seviyede sağlanması
8.Çalışan tüm personelin ( yönetim dahil ) memnuniyetlerinin sağlanması
9.İşletme içi ve müşterilerle olan iletişimin sağlıklı bir alt yapıya oturtulması.

Tanım konusundaki farklı yaklaşımlara karşın TYK’ nin temel unsurları ve özellikleri konusunda bir mutabakata varıldığından söz etmek mümkündür. Bunların en önemlilerini şöyle sıralayabiliriz:

1.TYK müşteri yönelimlidir ve temeli müşteri ihtiyaçlarını karşılama ve tatmin etmeye dayanır.
2.TYK bir örgütün uzun dönemli taahhüdünü gerektirir.
3.TYK yönetim hamlesidir.
4.TYK insan üzerinde odaklaşır ve amacı kaliteye dayalı bir kültür üretmektir.
5.TYK bir örgütteki insanların genel bir amaca doğru motivasyonuna ihtiyaç gösterir.
6.TYK grup çalışması odaklıdır.
7.TYK’ de müşteri tatmini için sürekli geliştirme gereklidir.

TYK’ de amaçlar ortak belirlendiğinden, bu amaçlara varma sürecinde kaydedilen ilerlemeler, karşılanan güçlükler ve amaçlarda yapılabilecek olası değişiklikler konusunda iletişimin sürekli geliştirilmesine ve çalışanların kararlara katılmalarına ayrı bir özen gösterilir. Bu durum, işletmelerde takım çalışmasını geliştirirken, çalışanlar arasındaki dayanışma ruhunu da güçlendirir. Böylece çalışanların tatmin seviyesi yükselir ve onları organizasyonun gelişimi konusunda daha çok çaba harcamaya sevk eder.

Bu temel noktalardan hareket ederek, TYK’ nin düşünce temellerini genel olarak yedi temel başlık halinde incelemek mümkündür. Bunlar:

1.İnsana Verilen Önem
2.İşletme Kültürü
3.Müşteri Odaklı Yönetim Anlayışı
4.Üst Yönetimin Liderliği ve Sorumluluğu
5.Yönetimde Tam Katılım
6.Takım Halinde Hareket Etme
7.Sürekli Geliştirme ve Hedeflere Göre Yönetim

a.İnsana Verilen Önem

İşletme yönetiminde insanlarla ilgili problemlerin çoğu, insanların benzer varlıklar olarak düşünülmesinden ve benzer şekilde muameleye tabi tutulmalarından kaynaklanmaktadır. Oysa insanlar, birbirlerinin aynı veya benzeri olmadığı gibi, fiziksel ve psikolojik olarak da farklılıkları dikkate alındığında ve işletme amaçları doğrultusunda yönlendirildiğinde her insan kendi potansiyelini maksimize etmek ve toplum geneline faydalı olmak istiyorsa insan kaynaklarını akılcı bir biçimde ( insanların farklılıklarını dikkate alarak ) kullanmak zorundadır.

İşte TYK’ nin temelinde de insanların farklılıklarının dikkate alıp onların enerjilerinden maksimum düzeyde faydalanma anşayışı yatar. Bu anlayış içerisinde insanlar, kendi iradelerini, akıllarını ve kendi düşünüş tarzlarını geliştirebilir, organizasyonun amaçları ile birleşerek organizasyonun başarılı olmasını sağlayabilirler.

Bu görüşler ve açıklamalar TYK’ de insana bakış açısını ortaya koymaktadır. Yönetim sistemlerinde insan unsuruna verilen değer ya da önem, onun aynı zamanda motivasyonunu da içerir. Bu, tam ve gönüllü katılımın sağlanması açısından önem arz etmektedir.

Kişilerin bireysel bütünlük, saygınlık, sosyal, güvenlik ve fizyolojik gereksinimlerinden hangilerinin öncelik taşıyacağı çalışanların talepleri doğrultusunda belirlenmelidir. Bu yönde yapılan araştırmalar işletmelerde çalışanlarca en çok arzulanan motivasyon yöetiminin ‘’ içsel motivasyon ‘’ ( yani belirli bir hedef olmaksızın kişilerde bir dürtünün kendiliğinden ortaya çıkması ) oluğunu göstermiştir.

İçsel motivasyonda, yeni uygulamalar konusuda bilgilendirilmek, gerçekleri ve beklentileri öğrenmek, tercihleri etkileyebilmek şansına sahip olmak gibi hususlar çalışanların güvenini ve desteğini kazanmak açısından büyük önem taşır. Bunun için TYK’ de tam katılımının sağlanmasına yönelik olarak içsel motivasyon unsurları harekete geçirilmektedir.

İşletmelerde tam katılımı sağlamak ve nihayetinde TKY’ de başarı elde etmek için çalışmalarda bir ‘’ organizasyon kültürü ‘’ nün oluşturulması, ‘’ aidi – yet duygusu ‘’ nun ve ‘’ şirket biziz ‘’ anlayışının yerleştirilmesi gerektiği üzerinde de durulmaktadır. Çünkü organizasyon kültürü, işletmelerde davranışsal normları üreterek insanlarla organizasyon yapılarının ve kontrol sistemlerinin etkileşimini sağlamakta, ortak direnç ve değerler sistemi yaratmaktadır. Bu bakımdan TYK’ nin öngördüğü değişimin gerçekleşmesi için buna uygun bir şirket kültürünün oluşturulması zorunlu görülmektedir.

b.İşletme Kültürü

Kısaca organizasyon içindeki bireylerin davranış biçimi olarak özetlenen şirket kültürü, günümüzün rekabet ortamında işletmelerin rekabet gücünü açıklayan temel öğelerden biri haline gelmiştir.
Öte yandan TYK uygulayan bir işletmede şirket kültürü ile birlikte ve onun bir parçası olarak işletmede ‘’ kalite kültürü ’’nün de oluşturulması gerekmektedir. Zira bir işletmede kalite kültürü, örgütün dış ortamda varlığını sürdürme ve kendi iç işlerini yönetme kapasitesini geliştirdiği sırada, toplu olarak, kaliteye ilişkin değerlerin öğrenilmesi çabalarının tümünü ifade etmekte, tüm bireyler tarafından paylaşılan değerler bütününü oluşturmakta ve işletmenin kalite politikasına yön vermektedir.

c.Müşteri Odaklı Yönetim Anlayışı

Günümüz yoğun rekabet ortamında firmalar için piyasada kalabilmenin temel şartı, kısaca ‘’ müşteri odaklı ‘’ bir stratejisinin uygulanması olarak ifade edilmektedir. Zira, kaliteye bakış ve kaliteyi değerlendirme biçimindeki ‘’ tüketici ağırlıklı ‘’ yaklaşımlar bu rekabet ortamının etkisinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca, günümüzde tekelci piyasaların kalmasıyla ürünlerin artık alternatifleri sınırsız denecek kadar çoğalmış ve müşteriler çok kolay karar değiştirir duruma gelmişlerdir. Bundan dolayı, TYK’ de müşteri odaklılık öğesi, ‘’ kaliteyi müşteri tanımlar ‘’ ilkesiyle açıklanmaktadır. Firmaların müşteri odaklı bir şekilde strateji geliştirmeleri yeni bir şey değildir. 1940’larda bu konu üzerinde teoriler üretilmiştir. Ancak TYK, müşteri memnuniyetini sistematik bir çerçevede değerlendirmekte ve konuyu bir bütün olarak ele almaktadır.

Ancak, kaliteli mal veya hizmet üretmek de tek ölçü olarak algılanmamalıdır. Bunun yanında bazı üstündüklerin de olması şarttır. Örneğin, günümüzde üretimde kalitenin yanında, hız üstünlüğü de çok önemlidir ve firmalar müşteri taleplerini istenilen sürede karşılama yarışına girmişleridir.

Ayrıca, kalitenin yanında maliyetler de çok önemlidir. Zira, düşük maliyetle ürünü piyasaya süren firmalar fiyat avantajı yakalarlar. İşte TYK, bu ve benzeri rekabet kriterlerini dikkate alarak önemli olan ‘’ müşteri memnuniyetidir ‘’ ilkesiyle müşteri odaklı bir yönetim anlayışını öngörmektedir.

d.Üst Yönetim Liderliği ve Sorumluluğu

Yönetimde liderlik, çalışmaları belli amaçlar doğrultusunda davranmaya ve hareket etmeye sevk etmesi açısından önemlidir. Hemen hemen bütün yönetim teorileri üst yönetim teorileri üst yönetim liderliği ( veya yönetimde liderlik ) konusuyla ilgilenmişler, çeşitli model ve yaklaşımlar geliştirmişlerdir. Çünkü, firmaların üst yönetimleri, bir trenin lokomotifine benzetilir.

Gerçekten de liderliğin, sisteminin ilerideki başarılarının devamı için, sistemi sürükleyen bir fonksiyonu vardır. Bu yüzden de, bir sistem geliştirme süreci olarak nitelenen TYK, üst yönetimin liderliği konusunda özel bir önem vermiştir.

TYK’ de üst yönetimin liderliği çok önemlidir. Ancak, geleneksel anlamda bir liderlik anlayışı kabul edilmez. Sorumluluk anlayışıyla sistemi geliştiren, astların bütün yeteneklerini kullanmalarına izin veren ve şirketle ilgisi olan herkesin kendini rahat hissedebileceği ve şirketten memnun olacağı bir yönetim anlayışının doğurduğu bir liderlik anlayışı öngörülür. Lider moda deyimiyle daha çok ‘’ koç ‘’luk görevi üstlenmiştir.

TYK’ de kalite iyileştirme süreci, temelde müşteri memnuniyetinin sağlanması amacına yönelik olduğundan, müşteri talepleri doğrultusunda şirkertin tüm birimlerinin yönlendirilmesi ve müşteri tatmininin sağlanması öncelikli olarak üst yönetimin sorumluluğundadır. Bu doğrultuda kalite öncüleri de ‘’ yönetim sorumluluğu ‘’ kavramı üzerinde ısrarla durmuşlardır. Buna göre TYK’ yi uygulayan bir işletmede yönetim kademesinde bulunan her ferdin iki temel görevi vardır: birincisi, kuruluşun performansını yükseltmeye imkan veren sistemleri kurmak ve geliştirmek; ikincisi de, mevcut sistemi belirlenen hedefler doğrultusunda çalıştırmaktır.

Burada, ‘’ sistem geliştirmek ‘’ sadece yönetim görevi yürütenlerin sorumluluğundadır ve yönetim kademesinin yükselmesi ile sistem geliştirme yetki ve sorumluluğunun da yönetim kademesine paralel bir şekilde arttığı belirtilmektedir.

e.Yönetimde Tam Katılım

Çalışanlar üzerinde yapılan araştırmalar, alt kademeye daha çok sorumluluk ve söz hakkı verildiğinde verimlilikte, işe devamda ve üretim kalitesinde önemli ölçüde iyileşmelerin olduğu gözlemlenmiştir.

Bu bakımdan, çalışanlara azami düzeyde sorumluluk ve yetkinin verildiği tam katılımlı yönetim anlayışı, çağdaş yönetim dü-şüncesinin önemli aşamalarından birisi olarak karşımıza çıkmaktadır.

f.Takım Halinde Hareket Etme

Birer örgüt olarak tanımlayabileceğimiz işletmeler unutulmamalıdır ki, bireylerden oluşurlar. Ekipler de, içinde görev alan personelin, firmanın sürekli geliştirlimesi yönünde alacağı kararlara katılımlarını ve grup psikolojisinden kaynaklanan tatminleri sağladığı için önemlidir. Çünkü, herkesin herhangi bir ekipte çalışması hiç kuşkusuz mümkün değildir, ayrıca insanlar, tek olarak da fark edilmek isterler.

Bireyin önemsenmesini gerektiren bir diğer önemli olgu ise, firmaları sarsan çoğu olumsuz olayın gerisinde grup kararlarının değil, kişisel hataların bulunmasıdır. Dolayısıyla yöneticinin diğer çalışanları dinlemesi, görüşlerinden haberdar olması, düşüncelerinin ve fikirlerinin gelişmesine yardım etmesi önemlidir. Çünkü, ‘’ vizyon ‘’ sadece üst yönetime ait bir ayrıcalık değilidir.

Hiç ummadığımız kişilerin, işletmelerin nasıl yapılması gerektiği ile ilgili harika fikirleri olabilir. Bu potansiyel kullanılmadığı taktirde tıpkı gözü görmeyen insanların elleriyle fili tamınlamaya çalışmaları gibi, gerçeklerin tüm açıklığı ile algılanması olanağı kaybedilir ve gelişmenin gerçek kaynağını kurutma tehlikesi ile karşı karşıya kalınabilir.

Bu kaynağın ortaya çıkarılması ve desteklenmesi, TYK’ nin ‘’ insana verilen önem ‘’ ilkesinin vazgeçilmez bir gereğidir. Ancak bu şeklide çalışan herkesin, birey olarak kabul edilme, fark edilme, tanınma, değerlerini ortaya koyma, başarılı olma gibi ‘’ motivasyon ‘’ ihtiyaçları yerine getirilebilir ve gerçek katılım sağlanabilir.

Takım halinde hareket etmenin en önemli sonucu ‘’ grup sinerjisi ‘’nin ortaya çıkmasıdır. Örgütlerin hızlı bir şekilde sürekli gelişme sağlamarında en önemli öğe de ‘’ grup sinerjisi ‘’dir. Dolayısıyla, bireysel hareket etme şirketlerin sürekli gelişmelerinin önündeki engellerden bir tanesidir.

g.Sürekli Geliştirme ve Hedeflere Göre Yönetim

Klasik yönetim yaklaşımında belli br standardı oluşturmak, belirlenen bu standarda göre üretimi gerçekleştirmek ve denetim altına almak temel bir amaç olarak kabul edilirken, TYK anlayışında hiç bir standart nihai olarak kabul edilmez, sürekli gelişme ve iyileşme temel bir amaç olarak görülür. Bu bağlamda klasik yönetim anlayışı ile TYK’ yi neredeyse tamamen zıt yaklaşımlar olarak görmek mümkündür.

TYK felsefensinde kalite geliştirme faaliyetleri sona ermeyecek bir süreç olarak görülür. Bu süreç içerisinde, müşteri tatmininde ve güveninde, rekabette, verimlilikte, çalışanların motivasyonunda, eğitiminde kısaca bütün proseslerin, sistemlerin ve kaynaklarının iyileştirilmesinde sürekli gelişme temel bir unsurdur ve bu temel unsurunun sağlanmasında, grup çalışması, istatiklik ölçme metodları, piyasa araştırmaları, önlemeye dönük yaklaşım vb. metotlar kullanılır.

Ayrıca bu yöntem ve metotların TYK anlayışına uygun olması gerekir. Buna göre TYK’ de sürekli gelişme, durum ya da seviye ne olursa olsun onu daha ileriye götürmek, iyileştirmek ve geliştirmek olarak tanımlanır. Burada hedef, belli bir standartdı tutturmak değil, seviyeyi sürekli bir biçimde geliştirmektir.

Sonuç

İleri sanayi ülkelerinde, üretim biçimlerinde görülmeye başlayan değişimin sanayide ve ekonomide önemli etkilenmeleri yarattığı bilinmektedir.

Esnek imalat sitemleri, bilgisayar destekli tasarım ve imalat gibi bu yeni üretim biçimlerinin ve teknolojilerin TYK ile bütünleşmeleri gerektiği, bu bakımdan teknolojilerin doğru uygulanması ve başarı kazanailmesinin, TYK ile ‘’ eşgüdüm ‘’ içinde bulunmalarına bağlı olduğu vurgulanmaktadır.

Bu arada TYK’ nin kendi özellikleri dışında kalan ve TYK’ nin dünya çapında yayılmasına neden olan temel makro faktörden de söz edilmektedir. Bunların başında, günümüzdeki hızlı teknojik değişim ve gelişim gelmektedir.

Bu durum iletişimin gelişmesine neden olduğundan bireylerin bilgi ve haber almalarını çok kolaylaştırmıştır. İnsanların kalite konusundaki bilinçlenmelerine paralel olarak piyasalar ve firma politikaları, hatta firmaların kalite politikaları hakkında da bilgilenmeleri bugün için kaliteye farklı bir anlam ve önem kazandırmıştır.

Bütün bunların yoğun bir rekabet ortamında cereyan etmesi, piyasada kalmak durumunda olan firmaları, tüketici tercihleri ( müşteri odaklılık ) doğrultusunda hareket etmeye ve bu doğrultuda daha çok seçenek sunmaya zorlamıştır.

Böylece firmalar, belli bir bilince ulaşmış ve çok tercih içinde seçme şansına sahip olmuş insanlara hizmet ve ürün sunmanın zorluğu ile bu gelişmelere uygun bilgi üretmek, yeni yapılara uygun insan istihdam etmek ve yetiştirmek, onları hedefler doğrultusunda motive etmek, bütün bu ve benzeri süreçleri sürekli geliştirerek iyileştirmek, kısaca, yeni yönetim anlayış ve tekniklerini yaratmak durumunda kalmışlardır.

Bu yeni yaklaşımlar iş yönetiminde ‘’ devrimsel ‘’ gelişmeler olarak adlandırılırken, TYK sistemin de, kalite kontrolden öte bir anlam taşıyan bir felsefesi ile bu yaklaşımların en çarpıcı örneği olarak karşımıza çıkmıştır.

Ayrıca, dikkat edilmesi gereken bir nokta şudur ki: TYK bir sentezdir. Dünya çapında kabul görmesinin ve evrensel temeller üzerine oturmasının en önemli faktörü budur.

Başka bir deyişle TYK, değişen piyasa şartlarını özümseyen gelişmiş ve bugünkü anlamını kazanmıştır.

Son olarak diyebilir ki, TYK’ nin üç temel fonksiyonu vardır. Bunlar: ( 1 ) tüm işletmeyi kapsayan ( Toplam ), ( 2 ) her yönüyle sürekli kalite gelişimini amaçlayan ( Kalite ), ( 3 ) yönetim odaklı ( Yönetim ) bir sistemdir.

Sistemin başarıya ulaşabilmesi için de, tüm unsurlarının tam ve doğru bir şekilde uygulanması gerekir.

Uzun bir uygulama sürecinden geçen ve günümüzdeki düşünce temeline oturan TYK yaklaşımı bir sentez olarak karşımıza çıkmakta ve evrensel normlar taşımaktadır. Dolayısıya, yukarıda saydığımız temel gereksinimler yerine getirildiği sürece TYK’ de başarıya ulaşmak kaçınılmazdır.

Kauçuk Dünyası Dergisi, Ağustos 2002