İnsanlar kalite kavramını çok sık duyar ve kullanırlar. Ancak, bu kavramın günümüzde taşıdığı önemi çok az kişi tahlil eder
ve değerlendirir. Zira günümüzde kalite, sadece basit bir teknik yöntem değil, işletmenin müşterilerini memnun etmeye
ve işletme içinde tüm birimlerin optimizasyonunu sağlamaya yönetik bir işletme yönetimi aracı olarak görülmektedir.
Kalitenin günümüzdeki bu algılanmış biçiminin temelinde, tüketicilerin ya da müşterilerin istekleri ile üretilen
mal ve hizmetlerin bu istekleri karşılayabilme yeterliliğinin bulunduğu gözlenmektedir.
Günümüzde kısaca ‘’ amaca uygunluk derecesi ‘’ olarak da tanımlanabilen kalite, önceleri ‘’ standartlara uygunluk
‘’ şeklinde ifade edilmekteydi. Ancak, tüketici istek ve beklentilerinin zamanla değişiklik göstermesi üzerine ‘’
kullanıma uygunluk ‘’ olarak algılanmaya başlanmıştır. Bu arada tüketicinin gizli kalmış istek ve beklentilerinin
de bu tanımlamada göz önünde bulundurulması gerektiği yönünde görüşler ortaya çıkmıştır.
Bu tanım ve açıklamalardan yola çıkarak, günümüzde kazandığı önemiyle birlikte kaliteyi, şirketler için bir ürünün
performansı, nitelikleri, güvenirliliği, standartlara uygunluğu, dayanıklılığı, estetiği ve algılanabilirliği itibari
ile bir çok boyutu olan önemli bir strateji silahı olarak görmek mümkündür. Çünkü kalite, bir yandan verimlilik,,
maliyet, diğer yandan yöneticiler dahil tüm elemanların vasıf veya uzmanlaşma derecesi gibi işletme içi birçok kriterlerde
belirleyici rol oynarken, sağlık eğitim, kültür ve ahlaki normlara katkısıyla da toplum için vezgeçilmez bir öğe olmuştur.
Kısacası, günümüzde kalite, yoğun rekabet güçlerinin göstergesi olarak karşımıza çıkmakta ve sürdürülebilir başarının
ve yok edici rekabet ortamında firmaların varlıklarını sürdürmeleri için anahtar bir kavram olarak görülmektedir.
Çalışanların iş tatminini sağlayarak kişisel doyuma ulaşmalarına yardımcı olan kalite, bu özelliğinden dolayı bir
motivasyon aracı gibi kullanılmaktadır. Ayrıca kalite, işletmelerde ‘’ sosyal sorumluluk ‘’ bilincinin gelişmesine
katkı sağlayan bir kavram olarak da karşımıza çıkmaktadır. Böylece kalite, önceleri sadece ürün denetiminde kullanılan
bir kavramken, daha sonra bir ‘’ strateji aracı ‘’ olarak ele alınmış ve yönetimle birlikte anılır olmuştur. Bunun
sonucu olarak da, Toplam Kalite Yönetimi ( TKY ) kavramı karşımıza çıkmıştır.
Kalite ile ilgilenen yazar ve bilim adamaları TYK’ nın tanımı üzerine tam bir fikir birliğine varmış değillerdir.
Kimi yazarlar tanımlarında bazı unsurları ön plana çıkararak açıklamalarda bulunmakta ve ona göre yorum getirmektedir.
Bununla beraber kimi yazarlar da TYK’ yi ‘’ güçlü liderlik, katılımcı yönetim ve ekip çalışmasının bir bileşimi ‘’
şeklinde tanımlarken, bazıları da ‘’ hatasız ürün üretme veya her şeyi mükemmel bir şekilde yapma ‘’ olarak tarif
etmektedir. TKY, pek çok kişi için ‘’ müşteri memnuniyeti ‘’ ile eş anlamlıdır. Ya da eş zamanlı olarak, bir örgütün
başarısında çıkarı olan herkesin ( hissedarların, müşterilerin, yönetim ve çalışanların ) memnun edilmesini içerir.
TKY geniş anlamda şu şekilde tarif edilmektedir: tüm proseslerin, ürünlerin ve hizmetlerin tam katılım yoluyla geliştirilmesi,
iç ve dış müşteri tatminin artırılması ve müşteri bağlılığının yaratılmasının sağlanması amacıyla işletmede alınan
sonuçların iyileştirilmesine dayanan, müşteri beklentilerini her şeyin üzerinde tutan ve müşteri tarafından tanımlanan
kaliteyi tüm faaliyetlerin yürütülmesi sırasında ürün ve hizmet bünyesinde oluşturan modern yönetim biçimidir.
Aslında TYK’ nin tanımı yapılırken hemen herkesin üzerinde anlaştığı unsurların dikkate alınması bir çok karşıklığı
önleyerek, tanım üzerinde bir sadelik yaratabilecektir. Buna göre TYK’ yi, ‘’ müşteri odaklı hedef birliği ile herkesin
katılımını gerektiren, üst yönetimin liderliği ve sorumluluğunda, çalışanların, proseslerin ve sistemlerin sürekli
gelişmesini ve iyileşmesini öngören modern bir yönetim düşüncesi, felsefesi ve yaşam tarzı ‘’ olarakta tanımlamak
mümkündür.
TYK’ nin başlıca iki farklı boyutu vardır: birincisi, sistemin teknik boyutu, ikinciside sistemin yönetim boyutu.
Yani, TYK sistemi, ‘’ yönetim sistemi’’ ve ‘’ teknik sistem ‘’ olmak üzere farklı iki sistemin bütünleşerek oluşturduğu
bir sistem özelliği taşımaktadır. Buna göre teknik sistem: mamul tasarımında kalite güvencesi, imalat veya hizmet
üretim girdilerinin, ara ve son mamullerin kontrolü hususlarını kapsamakta ve bir çok metodolojiyi içermektedir. Yönetim
siistemi de: planlama, organizasyon, kontrol ve insan kaynakları yönetim süreçleri ile kalite güvencesi arasındaki
ilişkiler üzerine yoğunlaşmaktadır. Burada TYK’ nin felsefesi, insana yaklaşım tarzı ve üst yönetimin inanç ve desteği
ön plana çıkmaktadır. TYK’ ye ilişkin amaçlar genel olarak şu başlıklar altında toplanmaktadır:
1.Savurganlığın önlenmesi
2.Verimliliğin artırılması
3.Kalitenin artırılması
4.Maliyet düşürülmesi
5.İşlem zamanlarının kısaltılması
6.Sürekli iyileştirilme ve geliştirmenin sağlanması
7.Müşteri memnuniyetinin en üst seviyede sağlanması
8.Çalışan tüm personelin ( yönetim dahil ) memnuniyetlerinin sağlanması
9.İşletme içi ve müşterilerle olan iletişimin sağlıklı bir alt yapıya oturtulması.
Tanım konusundaki farklı yaklaşımlara karşın TYK’ nin temel unsurları ve özellikleri konusunda bir mutabakata varıldığından
söz etmek mümkündür. Bunların en önemlilerini şöyle sıralayabiliriz:
1.TYK müşteri yönelimlidir ve temeli müşteri ihtiyaçlarını karşılama ve tatmin etmeye dayanır.
2.TYK bir örgütün uzun dönemli taahhüdünü gerektirir.
3.TYK yönetim hamlesidir.
4.TYK insan üzerinde odaklaşır ve amacı kaliteye dayalı bir kültür üretmektir.
5.TYK bir örgütteki insanların genel bir amaca doğru motivasyonuna ihtiyaç gösterir.
6.TYK grup çalışması odaklıdır.
7.TYK’ de müşteri tatmini için sürekli geliştirme gereklidir.
TYK’ de amaçlar ortak belirlendiğinden, bu amaçlara varma sürecinde kaydedilen ilerlemeler, karşılanan güçlükler
ve amaçlarda yapılabilecek olası değişiklikler konusunda iletişimin sürekli geliştirilmesine ve çalışanların kararlara
katılmalarına ayrı bir özen gösterilir. Bu durum, işletmelerde takım çalışmasını geliştirirken, çalışanlar arasındaki
dayanışma ruhunu da güçlendirir. Böylece çalışanların tatmin seviyesi yükselir ve onları organizasyonun gelişimi konusunda
daha çok çaba harcamaya sevk eder.
Bu temel noktalardan hareket ederek, TYK’ nin düşünce temellerini genel olarak yedi temel başlık halinde incelemek
mümkündür. Bunlar:
1.İnsana Verilen Önem
2.İşletme Kültürü
3.Müşteri Odaklı Yönetim Anlayışı
4.Üst Yönetimin Liderliği ve Sorumluluğu
5.Yönetimde Tam Katılım
6.Takım Halinde Hareket Etme
7.Sürekli Geliştirme ve Hedeflere Göre Yönetim
a.İnsana Verilen Önem
İşletme yönetiminde insanlarla ilgili problemlerin çoğu, insanların benzer varlıklar olarak düşünülmesinden ve benzer
şekilde muameleye tabi tutulmalarından kaynaklanmaktadır. Oysa insanlar, birbirlerinin aynı veya benzeri olmadığı
gibi, fiziksel ve psikolojik olarak da farklılıkları dikkate alındığında ve işletme amaçları doğrultusunda yönlendirildiğinde
her insan kendi potansiyelini maksimize etmek ve toplum geneline faydalı olmak istiyorsa insan kaynaklarını akılcı
bir biçimde ( insanların farklılıklarını dikkate alarak ) kullanmak zorundadır.
İşte TYK’ nin temelinde de insanların farklılıklarının dikkate alıp onların enerjilerinden maksimum düzeyde faydalanma
anşayışı yatar. Bu anlayış içerisinde insanlar, kendi iradelerini, akıllarını ve kendi düşünüş tarzlarını geliştirebilir,
organizasyonun amaçları ile birleşerek organizasyonun başarılı olmasını sağlayabilirler.
Bu görüşler ve açıklamalar TYK’ de insana bakış açısını ortaya koymaktadır. Yönetim sistemlerinde insan unsuruna
verilen değer ya da önem, onun aynı zamanda motivasyonunu da içerir. Bu, tam ve gönüllü katılımın sağlanması açısından
önem arz etmektedir.
Kişilerin bireysel bütünlük, saygınlık, sosyal, güvenlik ve fizyolojik gereksinimlerinden hangilerinin öncelik taşıyacağı
çalışanların talepleri doğrultusunda belirlenmelidir. Bu yönde yapılan araştırmalar işletmelerde çalışanlarca en çok
arzulanan motivasyon yöetiminin ‘’ içsel motivasyon ‘’ ( yani belirli bir hedef olmaksızın kişilerde bir dürtünün
kendiliğinden ortaya çıkması ) oluğunu göstermiştir.
İçsel motivasyonda, yeni uygulamalar konusuda bilgilendirilmek, gerçekleri ve beklentileri öğrenmek, tercihleri etkileyebilmek
şansına sahip olmak gibi hususlar çalışanların güvenini ve desteğini kazanmak açısından büyük önem taşır. Bunun için
TYK’ de tam katılımının sağlanmasına yönelik olarak içsel motivasyon unsurları harekete geçirilmektedir.
İşletmelerde tam katılımı sağlamak ve nihayetinde TKY’ de başarı elde etmek için çalışmalarda bir ‘’ organizasyon
kültürü ‘’ nün oluşturulması, ‘’ aidi – yet duygusu ‘’ nun ve ‘’ şirket biziz ‘’ anlayışının yerleştirilmesi gerektiği
üzerinde de durulmaktadır. Çünkü organizasyon kültürü, işletmelerde davranışsal normları üreterek insanlarla organizasyon
yapılarının ve kontrol sistemlerinin etkileşimini sağlamakta, ortak direnç ve değerler sistemi yaratmaktadır. Bu bakımdan
TYK’ nin öngördüğü değişimin gerçekleşmesi için buna uygun bir şirket kültürünün oluşturulması zorunlu görülmektedir.
b.İşletme Kültürü
Kısaca organizasyon içindeki bireylerin davranış biçimi olarak özetlenen şirket kültürü, günümüzün rekabet ortamında
işletmelerin rekabet gücünü açıklayan temel öğelerden biri haline gelmiştir.
Öte yandan TYK uygulayan bir işletmede şirket kültürü ile birlikte ve onun bir parçası olarak işletmede ‘’ kalite
kültürü ’’nün de oluşturulması gerekmektedir. Zira bir işletmede kalite kültürü, örgütün dış ortamda varlığını sürdürme
ve kendi iç işlerini yönetme kapasitesini geliştirdiği sırada, toplu olarak, kaliteye ilişkin değerlerin öğrenilmesi
çabalarının tümünü ifade etmekte, tüm bireyler tarafından paylaşılan değerler bütününü oluşturmakta ve işletmenin
kalite politikasına yön vermektedir.
c.Müşteri Odaklı Yönetim Anlayışı
Günümüz yoğun rekabet ortamında firmalar için piyasada kalabilmenin temel şartı, kısaca ‘’ müşteri odaklı ‘’ bir
stratejisinin uygulanması olarak ifade edilmektedir. Zira, kaliteye bakış ve kaliteyi değerlendirme biçimindeki ‘’
tüketici ağırlıklı ‘’ yaklaşımlar bu rekabet ortamının etkisinden kaynaklanmaktadır. Ayrıca, günümüzde tekelci piyasaların
kalmasıyla ürünlerin artık alternatifleri sınırsız denecek kadar çoğalmış ve müşteriler çok kolay karar değiştirir
duruma gelmişlerdir. Bundan dolayı, TYK’ de müşteri odaklılık öğesi, ‘’ kaliteyi müşteri tanımlar ‘’ ilkesiyle açıklanmaktadır.
Firmaların müşteri odaklı bir şekilde strateji geliştirmeleri yeni bir şey değildir. 1940’larda bu konu üzerinde teoriler
üretilmiştir. Ancak TYK, müşteri memnuniyetini sistematik bir çerçevede değerlendirmekte ve konuyu bir bütün olarak
ele almaktadır.
Ancak, kaliteli mal veya hizmet üretmek de tek ölçü olarak algılanmamalıdır. Bunun yanında bazı üstündüklerin de
olması şarttır. Örneğin, günümüzde üretimde kalitenin yanında, hız üstünlüğü de çok önemlidir ve firmalar müşteri
taleplerini istenilen sürede karşılama yarışına girmişleridir.
Ayrıca, kalitenin yanında maliyetler de çok önemlidir. Zira, düşük maliyetle ürünü piyasaya süren firmalar fiyat
avantajı yakalarlar. İşte TYK, bu ve benzeri rekabet kriterlerini dikkate alarak önemli olan ‘’ müşteri memnuniyetidir
‘’ ilkesiyle müşteri odaklı bir yönetim anlayışını öngörmektedir.
d.Üst Yönetim Liderliği ve Sorumluluğu
Yönetimde liderlik, çalışmaları belli amaçlar doğrultusunda davranmaya ve hareket etmeye sevk etmesi açısından önemlidir.
Hemen hemen bütün yönetim teorileri üst yönetim teorileri üst yönetim liderliği ( veya yönetimde liderlik ) konusuyla
ilgilenmişler, çeşitli model ve yaklaşımlar geliştirmişlerdir. Çünkü, firmaların üst yönetimleri, bir trenin lokomotifine
benzetilir.
Gerçekten de liderliğin, sisteminin ilerideki başarılarının devamı için, sistemi sürükleyen bir fonksiyonu vardır.
Bu yüzden de, bir sistem geliştirme süreci olarak nitelenen TYK, üst yönetimin liderliği konusunda özel bir önem vermiştir.
TYK’ de üst yönetimin liderliği çok önemlidir. Ancak, geleneksel anlamda bir liderlik anlayışı kabul edilmez. Sorumluluk
anlayışıyla sistemi geliştiren, astların bütün yeteneklerini kullanmalarına izin veren ve şirketle ilgisi olan herkesin
kendini rahat hissedebileceği ve şirketten memnun olacağı bir yönetim anlayışının doğurduğu bir liderlik anlayışı
öngörülür. Lider moda deyimiyle daha çok ‘’ koç ‘’luk görevi üstlenmiştir.
TYK’ de kalite iyileştirme süreci, temelde müşteri memnuniyetinin sağlanması amacına yönelik olduğundan, müşteri
talepleri doğrultusunda şirkertin tüm birimlerinin yönlendirilmesi ve müşteri tatmininin sağlanması öncelikli olarak
üst yönetimin sorumluluğundadır. Bu doğrultuda kalite öncüleri de ‘’ yönetim sorumluluğu ‘’ kavramı üzerinde ısrarla
durmuşlardır. Buna göre TYK’ yi uygulayan bir işletmede yönetim kademesinde bulunan her ferdin iki temel görevi vardır:
birincisi, kuruluşun performansını yükseltmeye imkan veren sistemleri kurmak ve geliştirmek; ikincisi de, mevcut sistemi
belirlenen hedefler doğrultusunda çalıştırmaktır.
Burada, ‘’ sistem geliştirmek ‘’ sadece yönetim görevi yürütenlerin sorumluluğundadır ve yönetim kademesinin yükselmesi
ile sistem geliştirme yetki ve sorumluluğunun da yönetim kademesine paralel bir şekilde arttığı belirtilmektedir.
e.Yönetimde Tam Katılım
Çalışanlar üzerinde yapılan araştırmalar, alt kademeye daha çok sorumluluk ve söz hakkı verildiğinde verimlilikte,
işe devamda ve üretim kalitesinde önemli ölçüde iyileşmelerin olduğu gözlemlenmiştir.
Bu bakımdan, çalışanlara azami düzeyde sorumluluk ve yetkinin verildiği tam katılımlı yönetim anlayışı, çağdaş yönetim
dü-şüncesinin önemli aşamalarından birisi olarak karşımıza çıkmaktadır.
f.Takım Halinde Hareket Etme
Birer örgüt olarak tanımlayabileceğimiz işletmeler unutulmamalıdır ki, bireylerden oluşurlar. Ekipler de, içinde
görev alan personelin, firmanın sürekli geliştirlimesi yönünde alacağı kararlara katılımlarını ve grup psikolojisinden
kaynaklanan tatminleri sağladığı için önemlidir. Çünkü, herkesin herhangi bir ekipte çalışması hiç kuşkusuz mümkün
değildir, ayrıca insanlar, tek olarak da fark edilmek isterler.
Bireyin önemsenmesini gerektiren bir diğer önemli olgu ise, firmaları sarsan çoğu olumsuz olayın gerisinde grup kararlarının
değil, kişisel hataların bulunmasıdır. Dolayısıyla yöneticinin diğer çalışanları dinlemesi, görüşlerinden haberdar
olması, düşüncelerinin ve fikirlerinin gelişmesine yardım etmesi önemlidir. Çünkü, ‘’ vizyon ‘’ sadece üst yönetime
ait bir ayrıcalık değilidir.
Hiç ummadığımız kişilerin, işletmelerin nasıl yapılması gerektiği ile ilgili harika fikirleri olabilir. Bu potansiyel
kullanılmadığı taktirde tıpkı gözü görmeyen insanların elleriyle fili tamınlamaya çalışmaları gibi, gerçeklerin tüm
açıklığı ile algılanması olanağı kaybedilir ve gelişmenin gerçek kaynağını kurutma tehlikesi ile karşı karşıya kalınabilir.
Bu kaynağın ortaya çıkarılması ve desteklenmesi, TYK’ nin ‘’ insana verilen önem ‘’ ilkesinin vazgeçilmez bir gereğidir.
Ancak bu şeklide çalışan herkesin, birey olarak kabul edilme, fark edilme, tanınma, değerlerini ortaya koyma, başarılı
olma gibi ‘’ motivasyon ‘’ ihtiyaçları yerine getirilebilir ve gerçek katılım sağlanabilir.
Takım halinde hareket etmenin en önemli sonucu ‘’ grup sinerjisi ‘’nin ortaya çıkmasıdır. Örgütlerin hızlı bir şekilde
sürekli gelişme sağlamarında en önemli öğe de ‘’ grup sinerjisi ‘’dir. Dolayısıyla, bireysel hareket etme şirketlerin
sürekli gelişmelerinin önündeki engellerden bir tanesidir.
g.Sürekli Geliştirme ve Hedeflere Göre Yönetim
Klasik yönetim yaklaşımında belli br standardı oluşturmak, belirlenen bu standarda göre üretimi gerçekleştirmek ve
denetim altına almak temel bir amaç olarak kabul edilirken, TYK anlayışında hiç bir standart nihai olarak kabul edilmez,
sürekli gelişme ve iyileşme temel bir amaç olarak görülür. Bu bağlamda klasik yönetim anlayışı ile TYK’ yi neredeyse
tamamen zıt yaklaşımlar olarak görmek mümkündür.
TYK felsefensinde kalite geliştirme faaliyetleri sona ermeyecek bir süreç olarak görülür. Bu süreç içerisinde, müşteri
tatmininde ve güveninde, rekabette, verimlilikte, çalışanların motivasyonunda, eğitiminde kısaca bütün proseslerin,
sistemlerin ve kaynaklarının iyileştirilmesinde sürekli gelişme temel bir unsurdur ve bu temel unsurunun sağlanmasında,
grup çalışması, istatiklik ölçme metodları, piyasa araştırmaları, önlemeye dönük yaklaşım vb. metotlar kullanılır.
Ayrıca bu yöntem ve metotların TYK anlayışına uygun olması gerekir. Buna göre TYK’ de sürekli gelişme, durum ya da
seviye ne olursa olsun onu daha ileriye götürmek, iyileştirmek ve geliştirmek olarak tanımlanır. Burada hedef, belli
bir standartdı tutturmak değil, seviyeyi sürekli bir biçimde geliştirmektir.
Sonuç
İleri sanayi ülkelerinde, üretim biçimlerinde görülmeye başlayan değişimin sanayide ve ekonomide önemli etkilenmeleri
yarattığı bilinmektedir.
Esnek imalat sitemleri, bilgisayar destekli tasarım ve imalat gibi bu yeni üretim biçimlerinin ve teknolojilerin
TYK ile bütünleşmeleri gerektiği, bu bakımdan teknolojilerin doğru uygulanması ve başarı kazanailmesinin, TYK ile
‘’ eşgüdüm ‘’ içinde bulunmalarına bağlı olduğu vurgulanmaktadır.
Bu arada TYK’ nin kendi özellikleri dışında kalan ve TYK’ nin dünya çapında yayılmasına neden olan temel makro faktörden
de söz edilmektedir. Bunların başında, günümüzdeki hızlı teknojik değişim ve gelişim gelmektedir.
Bu durum iletişimin gelişmesine neden olduğundan bireylerin bilgi ve haber almalarını çok kolaylaştırmıştır. İnsanların
kalite konusundaki bilinçlenmelerine paralel olarak piyasalar ve firma politikaları, hatta firmaların kalite politikaları
hakkında da bilgilenmeleri bugün için kaliteye farklı bir anlam ve önem kazandırmıştır.
Bütün bunların yoğun bir rekabet ortamında cereyan etmesi, piyasada kalmak durumunda olan firmaları, tüketici tercihleri
( müşteri odaklılık ) doğrultusunda hareket etmeye ve bu doğrultuda daha çok seçenek sunmaya zorlamıştır.
Böylece firmalar, belli bir bilince ulaşmış ve çok tercih içinde seçme şansına sahip olmuş insanlara hizmet ve ürün
sunmanın zorluğu ile bu gelişmelere uygun bilgi üretmek, yeni yapılara uygun insan istihdam etmek ve yetiştirmek,
onları hedefler doğrultusunda motive etmek, bütün bu ve benzeri süreçleri sürekli geliştirerek iyileştirmek, kısaca,
yeni yönetim anlayış ve tekniklerini yaratmak durumunda kalmışlardır.
Bu yeni yaklaşımlar iş yönetiminde ‘’ devrimsel ‘’ gelişmeler olarak adlandırılırken, TYK sistemin de, kalite kontrolden
öte bir anlam taşıyan bir felsefesi ile bu yaklaşımların en çarpıcı örneği olarak karşımıza çıkmıştır.
Ayrıca, dikkat edilmesi gereken bir nokta şudur ki: TYK bir sentezdir. Dünya çapında kabul görmesinin ve evrensel
temeller üzerine oturmasının en önemli faktörü budur.
Başka bir deyişle TYK, değişen piyasa şartlarını özümseyen gelişmiş ve bugünkü anlamını kazanmıştır.
Son olarak diyebilir ki, TYK’ nin üç temel fonksiyonu vardır. Bunlar: ( 1 ) tüm işletmeyi kapsayan ( Toplam ), (
2 ) her yönüyle sürekli kalite gelişimini amaçlayan ( Kalite ), ( 3 ) yönetim odaklı ( Yönetim ) bir sistemdir.
Sistemin başarıya ulaşabilmesi için de, tüm unsurlarının tam ve doğru bir şekilde uygulanması gerekir.
Uzun bir uygulama sürecinden geçen ve günümüzdeki düşünce temeline oturan TYK yaklaşımı bir sentez olarak karşımıza
çıkmakta ve evrensel normlar taşımaktadır. Dolayısıya, yukarıda saydığımız temel gereksinimler yerine getirildiği
sürece TYK’ de başarıya ulaşmak kaçınılmazdır.
Kauçuk Dünyası Dergisi, Ağustos 2002